HALK OYUNLARI                             Kaynak: Akdeniz Üniversitesi

Antalya yöresinin değişik halk oyunları vardır. Yörenin kendine has oyunları vardır. Oyunları kadın ve erkekler ayrı ayrı oynar. Kadınlar kapalı yerlerde türkü,def veya darbuka eşliğinde oynarlar. Erkeklerse oyunlarını davul,zurna,saz,bağlama ve darbuka eşliğinde oynarlar. Zeybek oyunları en ilginç olanlardır. Bölgenin değişik yerlerinde farklı adlar ve formlarda oynanır. Yörede oynanan en önemli oyunlardan bazıları şunlardır:

Teke zortlatması:
Yörede çok oynanan bir oyundur. Uzun hava ile başlar,türkü bitince oyuna geçilir. Tek kişi veya iki kişi karşılıklı oynarlar. Ellerinde genellikle tahta kaşık vardır. Oynak ve kıvrak bir müzik eşliğinde oynanır. Oyuncular çalım ve edayla ayak uçlarında hoplayarak,çökerek,dönerek oynarlar. Oyun tingildeme,tek ayak üzerinde sekme ve kaçmadan kurulur. Bu hareketler tekenin zıplama ve hoplamasını andırır. Oynanan yer sertse,topuklarda oyuna değişik bir ses katar. Sirsi ve cura oyunlara eşlik eden sazlardır.

Teke zortlatmasının çok hızlı oynanan başka bir türü de vardır. Buna da ‘Dattini’ adı verilir. Bu oyun çok hızlı oynandığı için sipsi yerine ‘Boğaz havası’ söylenir ve zurna eşliğinde oynanır.

Teke zeybeği:
Meydanlarda davul zurna eşliğinde oynanır. Teke zortlatmasının ağırıdır. Ancak ondan ayrı formda oynanır. Kol ve ayak hareketlerinin uyumuyla güzel figürler oluşturulur. Teke zeybeğinin değişik formlarda oynananları vardır.

Gabardıç oyunu:
İki vuruşlu kırık hava türünden bir oyundur. Kollardan çok ayak,özellikle topuk hareketleri fazla ve önemlidir.

Bunların dışında şu oyunlar da çok oynanır: Efem Belalı (Karakuy-Beşkaza Zeybeği), Bozova Zeybeği, Yayla Yolları, Haymanalı, Topal oyunları ki bu oyunlar çok ilginçtir. Güldürü esprisi üzerine düzenlenmiştir. Oynayanın kabiliyetine göre anlam kazanır.

HALK MÜZİĞİ

Antalya yöresinin halk müziğinde Türkmen aşiretlerinin etkisi çokça görülür. Yörüklere özgü bozlak,ağıt,varsağı,koşma gibi halk müziği türleri yaygındır. Bu türkülerde yüzlerce yıllık göçebe Türkmenlerin yaşayışını,özlemini,üzüntüsünü,sevincini görmek mümkündür. Yörükler arasında çoça boğaz havalarına da rastlanır. Boğazların ekserisi sözsüzdür.Sadece melodisi vardır. Ancak sözlü boğazlar da bulunmaktadır. Yörükler arasında bilinen en yaygın boğazlar şunlardır:Çubuk Boğazı,Yarsak Boğazı, Teke Zortlatması, Akkız Dereye, Ümmü Gelin,Ç ömlek Çöküştüren, Sıralı Hörü Boğazı, Yunusoğlu Boğazı, Saldırdı, Yayla Yolu, Kırmızı güller`dir.

Boğaz havaları; başparmağın boğaza dayanarak gırtlaktan kaval sesini andıran bir ses çıkmasıyla söylenir. Bir de bağlamanın sapı üzerinde mızrapsız parmakla çalınanı vardır. Belirli bir perde aralığına dikey parmak vuruşlarıyla çalınır. Bu çalış biçimi daha çok gurbet hvaları ve Teke Zortlatmalarında görülür.

Yörede söylenen türkülerin çoğunun hikayeleri vardır. Mesela; Akseki`de bir Türk gelinine ait hikaye ve türküsü şöyledir:

Göktepe Yaylası`nda,göç mevsimi gelmiş,Kasım yağmurları yağmaya başlamıştır. Irz düşmanı komşular Elif gelini yollarda koymuşlar,geçmişler. Elif gelin sarı daylağa (deve) neyi varsa yüklemiş,bir yaşındaki öksüz oğlunu da,devenin üzerine sarmış,sarmalamış,Pazarcı`daki ırz mahkemesine yetişmek için yollara düşmüş. Güğlerde yürürken şimşekler yol gösteriyormuş. Obaya ve ertesi gün de Pazarcı`ya yetişmek için gece de yoluna devam ediyormuş. Şafak sökerken arkasına bakmış,çocuğunu görememiş. Geriye dönmüş,çocuğunu ararken Ali`sinin bir dalda asılıp kaldığını,kıbleye dönerek can verdiğini görmüş. Bu olaya aşağıdaki türkü ve ağıt yakılmıştır:

Sarı çizmem elimde kaldı
Iltarımı sormam elimde kaldı
Allahım bebek Ali`mi aldı
Ben Ali`mi dalda koydum nenni
Gözlerimi yolda koydum nenni
Allahından bul emi çil Hacı
Neme gerekti,o gün Pazarcı
Oğlunu verdi de,namus vermedi Alif bacı
Ben Ali`mi dalda koydum nenni
Gözlerimi yolda koydum nenni

Yine hikayesi anlatılan`Alim Türküsü’ şöyledir:

Ali adında bir delikanlı bir kıza aşık olur. Oğlanın anası ve babası durumu sezinlerler,kızı anasından ve babasından isterler. Kız tarafı evet deyince düğün yapılır. Ancak kızın amcaoğulları taraftar değildir ve gerdek gecesinde Ali`yi pencereden ateş ederek vururlar. Ali`nin bu şekilde vurulması üzerine gelin şu türküyü yakar:

ALİM TÜRKÜSÜ

Gökte yıldız beş yüz elli
Elim kına yüzüm telli
Gelin oldum nerden belli
Anam evi sebep oldu
Ali`min bindiği atlar
Düşmanların gülecekler
Uyan Ali`m sabah oldu
Yandı ciğer kebap oldu.

Gökte yıldız sayılır mı?
Çiğ yumurta soyulur mu?
Ali`lere doyulur mu?
Uyan Ali`m sabah oldu
Yandı ciğer kebep oldu.
 

Ağıtlarda; yörede ayrı bir yer tutar. Yörükler arasında yaygındır. Tabii afetlerden sonra,ölüm olaylarının ardından veya evlenmek üzere iken öldürülen genç kızlar,gelinler ve delikanlılar üzerine yakılır. Bunlardan iki örnek verelim:

‘Ölen kız kardeşe yakılmış ağıt’ Ağıtı öldürülen gelinin kardeşi söylemiştir:

Çattılar kazan taşını
Bozdular gelin başını
Ayırdılar benden kardeşimi
Sala sesini duydunuz mu?
Bir gelin yitirdik gördünüz mü?
Kardeşimden ayırmaya kıydınız mı?
Yoruldum dostlar yoruldum
Çifte kurşunla vuruldum
Kardeşimden ayrıldığımdan
Beri kaderime darıldım
Bir gelin yitirdik gördünüz mü?
Kardeşimden ayırmaya kıydınız mı?


‘Ölen Anaya Yakılmış Ağıt

Ana deyen yorulur mu
Karlı dağlar ayrılır mı
Hiç anasız durulur mu
Durmam anam durmam
Övey ana elinde
Ben de köşelerde kaldım
Anacığım beni kimlere koydun gittin
Beni nere teslim ettin
. .
Kalkıp ben ele varamam
Gayrı ben seni göremem
Ben anasız kuzu oldum
Anam öleli sarardım soldum
Ufacık boynum büktüm
Kaybettiğim benim anam
Gayrı ana dayanamam
Şimden sonra halim yaman

Gurbet Havası(Yakımı):

Genellikle Teke Zortlatması oyunlarından önce söylenir.

Ya dumanda vardır yüce dağların başında
                                             Hey başında
Arzumda kaldı şu illerin toprağında taşında
                                             Hey taşında
Ya bizim de değil il alemin başında
                                             Hey başında
Gitme durnam bellerin avcısı çekilsin
İneceğin göllerin donu çekilsin
Kanadı bitmedik yavrular kalındı kal

Pınarın ayağına sazlar mı geldi?
Gölünde yüzmeye kazlar mı geldi?
Çamaşır yumaya da kızlar mı geldi?
Gitme durnam bellerin avcısı çekilsin
İneceğin göllerin donu çekilsin
Kanadı bitmedik yavrular kalındı kal.